-
1 kafası işlemek
сообража́ть, шевели́ть мозга́ми -
2 kafası çalışmak
см. kafası işlemek -
3 işlemek
обраба́тывать* * *-i1) рабо́тать врз. ; де́йствовать, функциони́роватьkafası işlemiyor — у него́ голова́ не рабо́тает
tezgâh işliyor — стано́к рабо́тает
2) рабо́тать вручну́ю; вышива́ть, распи́сывать; де́лать изде́лия из серебра́3) ходи́ть, курси́ровать, соверша́ть ре́йсыşimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan, ne insan geçerdi — по асфальти́рованному проспе́кту тепе́рь курси́руют автомоби́ли, авто́бусы, а бы́ло вре́мя здесь да́же карава́ны и лю́ди не ходи́ли
4) проника́ть; прони́зыватьiçine işlemek — а) запа́сть в ду́шу; б) разг. заде́ть за живо́е
kemiğe işlemek — прони́зывать до мо́зга косте́й
5) нарыва́ть, гнои́тьсяparmağı işliyor — у него́ нарыва́ет па́лец
6) затя́гиваться ( о ране)7) обраба́тывать ве́домости; вести́ регистра́цию / за́пись••işleyen demir paz tutmaz — посл. желе́зо в рабо́те не ржаве́ет
-
4 kafa
голова́ (ж)* * *голова́••- kafadan atmak
- kafası bozulmak
- kafası bulanmak
- kafayı bulmak
- kafası çalışmak
- kafa çekmek
- kafayı çekmek
- kafa değiştirmek
- kafayı değiştirmek
- kafasının dikine gitmek
- kafa dinlemek
- kafası dönmek
- kafası dumanlamak
- kafası durmak
- kafasını ezmek
- kafa göz yarmak
- kafadan gayri müsellâh
- kafasından geçirmek
- kafası işlemek
- kafa kafaya vermek
- kafasını kaldırmak
- kafa kalmamak
- kafasını kaşıyacak vakti olmamak
- kafası kazan olmak
- kafası kızmak
- kafasına koymak
- kafasını kullanmak
- kafasını kurçalamak
- kafa patlatmak
- kafa sallamak
- kafasına sığmamak
- kafasını sokmak
- kafasına söz girmemek
- kafası şişmek
- kafasının bir tahtası noksan
- kafası takılmak
- kafasını taştan taşa çarpmak
- kafa tutmak
- kafasında tutmak
- kafayı tütsülemek
- kafasını uçurmak
- kafasına uymak
- kafayı üşütmek
- kafayı ütülemek
- kafasına vur
- ekmeğini elinden al
- kafasına vura vura
- kafasına vurmak
- kafası yerinde olmamak
- kafası yerine gelmek
- kafa yormak
- kafadan kontak
См. также в других словарях:
kafası işlemek (veya çalışmak) — aklı, zekâsı yerinde olmak, bir konu üzerinde iyi düşünebilir olmak Hasan ın kafası şimdi üç cepheli işliyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürümek — nsz 1) Adım atarak ilerlemek, gitmek Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu. H. Taner 2) e Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek Buz dağları güneye yürümüş. 3) Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük